DECCAL
13 yüzyılda geçen Umberto Eco’nun “Suç manastırı” ya da “Gülün Adı” romanını okuyorum. Özellikle aşağıdaki bölüm dikkatimi çekti. Yorumu okuyuculara kalsın.
Deccal, Arapça bir kelimedir, "decl" kökünden
gelir. Sözlüklerde verilen manaya göre Deccal, "yalancı, hilekâr; zihinleri, gönülleri, iyi ile kötüyü, hak
ile bâtılı karıştıran, bir şeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak
her yeri dolaşan müfsid ve mel'ûn bir kişidir." demektedir.
Deccal Gelince: “Deccal
her yere herkes için gelir. Herkes onun bir parçasıdır. Kentler ve kırsal
kesimleri yağmalayan çapulcular güruhunun içindedir. Sınıflar, halklar
kiliseler arasında karışıklık olacağı yazılmıştır.
Kötü çobanlar ( Din
adamları) sapık, herkesi hor gören açgözlü zevkine
düşkün, kazanç tutkunu, boş konuşmaktan hoşlanan, övüngen kendini beğenmiş, küstah
boş gurur adına düşmüş, dar kapıyı yadsımayan, hazır gerçek sözü küçümsemeye… Bunlar gerçek dindarlık yolundan nefret
edecekler, günahlarından ötürü tövbe etmeyecekler bu nedenle bütün insanlar
arasına acımasızlık kardeşin kardeşe nefret duyduğu kötülük, katı yüreklilik, kıskançlık,
aldırmazlık, hırsızlık, tüm öteki kötülükleri yayacaklar.
Sonra yıkımın oğlu
övünüp, şişinen düşman, tüm dünyayı yanılgıya sürüklemek ve adil kimselere
egemen olmak için birçok erdem gösterecek. Her yanda nefret ve yoksulluk
belirecek.
Her ülkede deccallar
çoğalacak büyük deccala tabi olacaklar. Krallıklar arası Deccallar meydana
çıkacak. Deccallar pazarlarda alım satım işleriyle uğraşacak. Ticaret yollarını
yakıp yıkacaklar. Gücü küfür, eli ihanet
olacak. Sağ eli yıkım, sol sol eli
karanlık getirecek. Kudurmuş bir öfke
ile ortalığı kasıp kavuracak. Her şeylerini başıboş olacağı oğulların
babalarına el kaldıracakları, kadınların kocalarına düzen kuracakları, kocalar
karılarını mahkemeye verecekleri, efendilerin uşaklarına insanlık dışı
davranacakları, uşaklarınsa efendilerine boyun eğmeyecekleri,
Sonra büyük bir ırza
geçme, zina yalan yemin etme, doğaya karşı suç işleme dalgası artacak,
hastalıklar, kehanet büyü ve gökyüzünde uçan varlıklar belirecek. Yalancı
peygamberler türeyecek. Yalancı havariler, rüşvet yiyenler dolandırıcılar
büyücüler, ırz düşmanları para canlıları yalan yere yemin edenler ve
düzenbazlar ortaya çıkacak, din adamları yalan söyleyecek rahipler dünyasal
şeyler isteyecekler Güçlüler acımasız olacaklar, adil olanlar adaletsizliğe
tanık olacaklar. Tüm kentler depremlerle sarsılacak veba ortalığı kasıp
kavuracak. burada veba dediği kanımca (Kovit 19) olmalı
Deccal gelince: Alametler
ve yıkımlar tam sekiz gün sürer. Ancak yedinci gününde İsa, babasının ışığından
gelecek. Sonra adil olanlar yargılanacaklar, bedenler ve ruhları öncesiz ve
sonrasız bir mutluluk içinde gökyüzüne ağacak. Sekizinci gün tan sökümünü
görecek olanlar günahkârlar değil, doğudan gökyüzünün ortasından tatlı, yumuşak
bir ses yükselecek ve tüm kutsal meleklerin başı olan melek, görünecek ve tüm
melekler onunla birlikte bulutlardan bir arabanın içinde neşeyle ilerleyecekler;
inanlı kutsanmışları kurtarmak için, hepsi birlikte şenlik yapacaklar çünkü bu
dünyanın yıkımı tamamlanacak.
Ama buna sevinmemeliyiz!
Tersine efendimizin kurtulmayı hak etmemiş olanları kendinden uzaklaştırmak
için söyleyeceği sözleri düşüneceğiz.
Uzaklaşın benden siz
lanetliler, Şeytanın ve yardakçılarının sizin için hazırladıkları ateşe gidin.
Siz kendiniz hak ettiniz bu ateşi, şimdi tadına varın! Benden uzaklaşın, sonsuz
karanlığa, hiç sönmeyecek ateşe gidin. Sizi ben yarattım. Oysa siz başkasının
ardından gittiniz! Başka bir efendiye hizmet ettiniz. Simdi gidin onunla
birlikte karanlıkta yaşayın…”diyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder