Eyyy! Barış! Barış! Neredesin?”
“Buradayım, adım Seyhan Yaylagül, Karadağ’ın, eteğinde, Dumuklu Köyündenim. Akçadağ'a bağlı kuş uçmaz
kervan geçmez bir köydür köyümüz. Yıllar
önce Dedem Şıh Ali “Para şeytandır” dedi,
diye Osmanlı bomba attı köyümüze,
yaktı yıktı, altını üstüne getirdi, yerle bir etti köyümüzü, tavuğunu
kedisini yok etti. Katırlar bile zorlanır köyümüzün yokuşlarından. Akşamları karanlık basmadan halen sık sık müfreze
basar köyümüzü, arama tarama yaparlar, ama ne ararlar, niçin arama yaparlar
bilemem. Eskiden beri devam eden bir gelenektir sanırım. İşte ben oralıyım. Barış
dediler, kardeşlik dediler, demokrasi dediler, barış şarkılarını söyleye
söyleye düştük yollara, güle oynaya geldik.
Şimdi Ankara’da Gar Meydanı’ndayız.
“Gar Meydanı’nda ne yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan şarkısını söylüyoruz.”
“Ey Barış!
Barış! Sana sesleniyorum neredesin?”
“Buradayım. Adım Özge Arslan, Karadağ’ın eteğinde
Bayramuşağı Köyündenim. Seyhan Yaylagül’ün Köyü ile komşudur köylerimiz. Savaş, kan, gözyaşıyla büyüdük. Barış nedir
bilmezdik. Umut nedir bilmezdik. Bir gün barış diye, kardeşlik diye, demokrasi diye,
umut diye yolculuğa çıktık. Atlarımıza
bindik, güzel atlarımıza, koştura koştura geldik, şimdi Ankara’da Gar Meydanındayız.”
“Gar Meydanında ne
yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan şarkısını… ”
Ey
Barış! Barış! Neredesin?
“Buradayım. Adım Korkmaz Tetik, Akçadağ'ın Ören Köyündenim.
Dedem Hasan Tetik, Köy Enstitülerinin yetiştirdiği ilk eğitmenlerin dendi. Köy köy dolaşıp eğitmenlik yaptı. Eğitime
büyük hizmetleri oldu. Ondan öğrenmiştik sevgiyi, barışı, kardeşliği. Yıllardır
gelecek olan barış özlemiştik. Barış
dediler, kardeşlik dediler, demokrasi dediler, umut dediler, el ele, kol kola,
omuz omuza verdik. Türkülerle şarkılarla yollara düştük, koşa koşa geldik.
Şimdi Ankara’da Gar Meydanındayız.”
“Gar Meydanında ne yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan…”
“Ey Barış!
Barış neredesin?”
“ Buradayım, adım Metin Peşmen, Nurhak Dağı’nın uzantısı Keşiş
Dağı’nın eteğindedir köyümüz. Adı Dedeyazı’dır, Doğanşehre bağılıdır. İşte ben oralıyım. Kavga, kan, gözyaşıyla
büyüdük. Yıllardır barış özlemi çeker dururduk. Barış dediler, kardeşlik dediler, demokrasi
dediler, umut dediler, umuda yolculuğa
çıktık. Yollarımıza tuzak kurduklarını bilemezdik. Güle oynaya geldik, şimdi Ankara’da
Gar Meydanındayız.”
“Gar Meydanında ne yapıyorsunuz?”
“Bu
meydan kanlı, kanlı…”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder