14 Ekim 2015 Çarşamba

EYYY...BARIŞ! BARIŞ!

Eyyy!  Barış!  Barış! Neredesin?”
“Buradayım, adım Seyhan Yaylagül, Karadağ’ın, eteğinde, Dumuklu Köyündenim.  Akçadağ'a bağlı kuş uçmaz kervan geçmez bir köydür köyümüz.  Yıllar önce Dedem Şıh Ali “Para şeytandır” dedi,  diye Osmanlı bomba attı köyümüze,  yaktı yıktı, altını üstüne getirdi, yerle bir etti köyümüzü, tavuğunu kedisini yok etti. Katırlar bile zorlanır köyümüzün yokuşlarından.  Akşamları karanlık basmadan halen sık sık müfreze basar köyümüzü, arama tarama yaparlar, ama ne ararlar, niçin arama yaparlar bilemem. Eskiden beri devam eden bir gelenektir sanırım. İşte ben oralıyım. Barış dediler, kardeşlik dediler, demokrasi dediler, barış şarkılarını söyleye söyleye düştük yollara, güle oynaya geldik.  Şimdi Ankara’da Gar Meydanı’ndayız.
“Gar Meydanı’nda ne yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan şarkısını söylüyoruz.”
“Ey Barış!  Barış! Sana sesleniyorum neredesin?”
“Buradayım. Adım Özge Arslan, Karadağ’ın eteğinde Bayramuşağı Köyündenim. Seyhan Yaylagül’ün Köyü ile komşudur köylerimiz.  Savaş, kan, gözyaşıyla büyüdük. Barış nedir bilmezdik. Umut nedir bilmezdik. Bir gün barış diye, kardeşlik diye, demokrasi diye,  umut diye yolculuğa çıktık. Atlarımıza bindik, güzel atlarımıza, koştura koştura geldik, şimdi Ankara’da Gar Meydanındayız.”
 “Gar Meydanında ne yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan şarkısını… ”
Ey Barış! Barış! Neredesin?
“Buradayım. Adım Korkmaz Tetik, Akçadağ'ın Ören Köyündenim. Dedem Hasan Tetik, Köy Enstitülerinin yetiştirdiği ilk eğitmenlerin dendi.  Köy köy dolaşıp eğitmenlik yaptı. Eğitime büyük hizmetleri oldu. Ondan öğrenmiştik sevgiyi, barışı, kardeşliği. Yıllardır gelecek olan barış özlemiştik.  Barış dediler, kardeşlik dediler, demokrasi dediler, umut dediler, el ele, kol kola, omuz omuza verdik. Türkülerle şarkılarla yollara düştük, koşa koşa geldik. Şimdi Ankara’da Gar Meydanındayız.”
“Gar Meydanında ne yapıyorsunuz?”
“Bu meydan kanlı meydan…”
“Ey Barış! Barış neredesin?”
“ Buradayım, adım Metin Peşmen, Nurhak Dağı’nın uzantısı Keşiş Dağı’nın eteğindedir köyümüz. Adı Dedeyazı’dır,  Doğanşehre bağılıdır.  İşte ben oralıyım. Kavga, kan, gözyaşıyla büyüdük.   Yıllardır barış özlemi çeker dururduk.  Barış dediler, kardeşlik dediler, demokrasi dediler,  umut dediler, umuda yolculuğa çıktık. Yollarımıza tuzak kurduklarını bilemezdik. Güle oynaya geldik, şimdi Ankara’da Gar Meydanındayız.”
“Gar Meydanında ne yapıyorsunuz?”

“Bu meydan kanlı, kanlı…”

Hiç yorum yok: