27 Şubat 2022 Pazar

 

BEN RUS’ÇU DEĞİLİM AMA…

 “Hiçbir Emperyalistin yanında  olmayacağız, her koşulda ölecek olanlar efendiler değil, yoksul halk çocukları olan işçiler ve köylüler olacaktır. Ve Efendilerinin çıkarları için ölmek ya da öldürmek sosyalistler için kabul edilemez bir durumdur. Kardeş çatışmalarına, faşizmin hortlamasına yerel bir savaşın tam ölçekli bir dünya savaşına dönüşme tehdidine son vermek ancak sosyalistlerin görevidir.”

İKİ ÜLKE ARASINDA İLK KRIZ

Ukrayna’da hızla tırmanan neo-Nazizmin geldiği noktayı anlamak için 8 yıl öncesine gitmek gerekir. Neo-Nazizm için 2014 yılında yaşanan Maydan olayları önemli milat olmuştur. Rusya’nın tanıdığı Lugansk ve Donetsk halk cumhuriyetlerinde öldürülen yüzlerce sivil.  Rusya Soruşturma Komitesi, 8 yılda 2 bin 600 sivilin Ukrayna bombardımanından öldürüldüğü, 5 bin 500 kişinin de yaralandığı” ifade edilmektedir.

Rusya İle Ukrayna arasındaki ilk kriz donanma üzerinde yaşandı. İki ülke donanmaların kendilerine ait olduğunu iddia ediyordu. Sonunda 3 yıllık ortak yönetimle bir anlaşma yapıldı kriz aşıldı. Daha sonra 10 yıl arayla anlaşmalar uzatıldı.

Esas olayların başlangıç noktası 2004 yılı seçimlerinde Viktor Yanukoviç ile batı yanlısı Youşenko arasında patlak verdi. Seçimi Yanukoviç kazandı.

Youşenko itiraz etti. Taraftarlarını Kiev meydanına çağırmasıyla gerilim daha  da arttı. Seçim sonuçlarına itiraz edildi. Seçimi Yausenko taraftarları kazandı. Buna Turuncu Devrim adı verildi.

2010 yılına dek ülkede sükûnet devam etti. Daha sonra özelleştirmeler piyasa egemenliğinin artması ile ülkede yoksullaşma ve geçim sıkıntısı başladı.

2010 yılında seçim yapıldı. Seçimi bu kez Viktor Yanukoviç kazandı. Yanukoviç, Yavuşenko tarafından Avrupa Birliği ile yapılan ortaklık anlaşması ve  İMF programlarını  21 kasım 2013 tarihinde ret etti.  Bu programların uygulanmaması yüzünden Yousenko taraftarları yine sokaklara döküldü Sokaklara Neo Naziler hâkim oldu. 1 Aralık 2013 te protestolar ayaklanmaya dönüştü. 8 Aralık 2013 te protestocular KİEV’DEKİ Lenin heykelini devirdiler. Heykelin devrilmesi esnasında heykelin baş kısmı koptu, Protestocular heykeli devirdikten sonra heykelin gövdesini sopayla ve çekiçle vurarak heykele hasar verdiler. Hasar verenler o günü bayram diye kutladılar. Devrik heykelin önünde Ukrayna Milli marşını okudular.  Görgü tanıkları polisin Lenin’in heykelinin savunmak ya da korumak için bir çaba sarf etmediklerini protestocuları engellemediklerini belirttiler. Protestolar 2013 yılının sonuna kadar devam etti. 2014 yılının başında olaylar şiddetlendi. Hatta 2014 yılının yılbaşı kutlamalarında Yevro meydanında 200 bin kişi toplandı. Bu toplantıda çatışma çıktı 18 polis ve 130 vatandaş öldü. Şubat itibarıyla protestolar tamamen çatışmaya dönüştü.  Cumhurbaşkanı Yanukoviç şöyle diyordu.

“Muhalefetin bu eylemlerini Van dallık, haydutluk ve darbe olarak niteledi. 1930 ların başında, Almanya’da Nazilerin iktidara gelmesine benzetti. 

Rusya Dış işleri bakanı Lavro, “ Eylemlere Silahlı ve aşırılık yanlıları ile katliamcıların öncülük ettiğini Ukrayna’nın bağımsızlığını egemenliğini ve anayasa düzenine tehdit oluşturduğunu söyledi.   Sonra Emniyet güçleriyle silahlı Neo Nazılar arasında şiddetli çatışmalar oldu. Artık Maydan eylemleri bütün dünyada gündem oldu.  2014, 18 Şubat ile 23 Şubat arasında birçok eylem düzenlendi. Yanukoviç’in konvoyuna yapılan bir saldırıda 106 kişi öldü. Yanukoviç Rusya’ya kaçarak canını zor kurtardı.

Yanukoviçten sonra yönetime Naziler hâkim oldu. Parlamento binasına

Hitlerin, Ukrayna’daki  kankası  Banderanın dev posterlerini astılar. Polonyalı ve Yahudilerin ölümünden sorumlu Bandera’nın doğum tarihi Ukrayna’da resmi tatil ilan edildi.  Stepan Bandera  Batı Ukrayna'da ulusal halk kahramanı olarak görülürken, Polon, Rusya’da ve Doğu Ukrayna’da Nazi İşbirlikçisi olarak suçlanıyordu. 22 Ocak 2010 tarihinde eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşenko tarafından Ukrayna kahramanı   madalyası verilmişti. Bu ödül  Avrupa Parlamentosu Rus, Polonya ve Yahudi örgütleri tarafından kınanmıştı.   Nisan 2010 tarihinde sonraki Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç bir mahkeme kararıyla yasa dışı ilan etmiştir

Batı medyası bu olayları ve söz konusu Neo-Nazi gruplarının Maydan olayları ve Doğu Ukrayna’daki iç savaşta oynadığı rolü tamamıyla göz ardı etmekteydi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı açıklamalarda, “Elimizdeki istihbarata göre Bandera’cılar ve Neo-Naziler, füze sistemleri dahil ağır silahları doğrudan büyük şehirlerin merkezdeki bölgelerine yerleştiriyorlar. Bu şehirlere, Kiev ve Harkov da dahil. Bu şekilde, Rusya’nın saldırı sistemlerini, yerleşim yerlerine karşı ateş açmaya yönlendirmeyi planlıyorlar. Esasında, onlar, sonradan Rusya’yı sivil kayıplara sebep olmakla suçlamak için insanları kendilerine kalkan yaparak, dünyanın her yerinde görebileceğiniz teröristler gibi davranıyorlar" dedi.

 Ukrayna ordusuna dâhil edilen Nazilerin sokaklarda yaptıkları kutlamalar Rusya kökenlilere yapılan şiddet eylemlerine dönüştü. Rusça konuşma yasaklandı. Rusça İsimler sokaklardan meydanlardan ve caddelerden silindi. Tolstoy ve Dostoyevski’nin eserleri yasaklandı.

Şimdi söz birliği etmişler gibi Rusya’ya saldıran Batılı Ve Amerika o sivil ölümleri ve rejimle bütünleşmiş hale gelen Neo-Nazizm’in bu eylemlerini görmezlikten geliyorlardı.  Batılılar 2019 yılının yaz aylarında Ukrayna'nın başkenti Kiev'de 'White Pride' (Beyaz Onur Festivali) adıyla düzenlenen ve “Nazi sembollerinin gururla sergilendiği festivale gitmek gerekir” diyorlardı.

Maydan meydanında 106 kişinin öldürülmesi sırasında saldırganlar arasında bulunan Gürcü asıllı birisi infaz esnasında kaçırıldı. Daha sonra yakalanan sanık itirafçı oldu.

Saldırıyı ABD ve AB nin tarafından desteklenen Naziler organize etti.  Kendilerine güçlü bir ödeme yapıldığı itirafında bulundu.

Neo Naziler saldırılarına devam etti. En büyük saldırılardan birisi de 2014 yılında Odesa’da bir eylemden kaçıp kurtulmak için bir sendikaya sığınan 48 kişi diri diri yakılarak öldürüldü. 3 Mayısta bu olaylar olurken 12 Mayısta Donbas bölgesinde bağımsızlık ilan edildi. Bu esnada Kırımda referandum yapıldı. Referandum esnasında BBC si tarafından yapılan bir yayında Kırımlılar “Faşistleri istemiyoruz.” Diyorlardı böylece % 97 ile Kırım Rusya’ya bağlandı.

Şimdi Ukrayna’da Zilenski kimlere silah dağıtıyor? Adına milliyetçiyim diyen uyuşturucu bağımlısı, kollarına Hitlerin faşist armaları takılı ruh hastası, kan dökmekten hoşlanan faşistlere dağıtıyor. Onları mahalle aralarına gönderiyor adına da sivillerin direnişi adını takıyor, Sivil direnişi olsaydı kırk sekiz saatte Rusya koca bir ülkeyi baştanbaşa istila edemezdi?

Suriye’de Irakta Libya’da ruh hastalarının yaptığı gibi insan ciğerini çıkarıp yiyenler bu gün aynı suçu Ukrayna’da işlemektedirler.  NATO’nun Afganistan’da Irakta Suriye’de Libya’daki yaptığının aynısını Ukrayna da yapmaktadır.  AB, ABD nin uydusudur, NATO da onların savaş örgütüdür. Nato, Varşova paktına karşı kurulmuştu, bu gün Varşova Paktı dağıldı, PEKİ Nato ne güne duruyor. AB ve ABD’nin jandarmalığını yapıyor, Kimi zaman Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’d, Libya’da ve Yemen’de şimdi de Ukrayna da jandarmalık yapıyor.  Yılaradır söylediğimiz sloganı yinelemekte fayda var. KAHROLSUN NATO, AB VE ABD EMPERYALİZMİ”

Hiç yorum yok: